KİMYASAL DESÜLFATÖRLER

       Bu başlık altında ise elektronik desülfatörlerden başka herkesin zahmetsizce ulaşabileceği kimyasal maddelerle uygulanan kimyasal desülfasyon yöntemlerinden  bahsedeceğiz


 1 )  KARBONAT    (Yada soda, Yemek Sodası)

   Madem kimya konusuna girdik birkaç formül vererek işe başlayalım. 

-  Akü içerisinde kurşun sülfat normalde amorf yapıda bulunur ve biz bu amorf kurşun sülfatı aküye elektrik vererek yani şarj ederek ( Pb kurşun) + ( H2SO4 sülfürik asit ) + ( PbO2 Kurşun oksit) olmak üzere üç parçaya ayrıştırırız. Ancak Kurşun sülfatımız yıllar içinde akümüz yeterince şarj olamadığı için şarj işlemiyle kolayca ayrışan macunsu amorf yapısını kristalize olarak kaybeder katı hale dönüşür ve artık normal bir şarjla ayrışamaz hale gelir. O yüzden Kimyasal yönteme başvuralım.

 - Sülfatlaşmış yani sülfatı kristalize olmuş akü plakasındaki kurşun sülfat : PbSO4  

 - Şimdi de kimyasalımızı kullanalım karbonat : 2NaHCO3

   - Karbonatlı suyu akünün içine boşalttığımızda : (PbSO4 kurşun sülfat+ 2NaHCO3  karbonat tepkimeye girer ve  Pb(HCO3)2 kurşun bikarbonat + Na2SO4 sodyum sülfat açığa çıkar .Kurşun bikarbonat plakalarda kalır yada dibe çöker suda çözünmez. Sodyum sülfat suda çözünür.

      Bu durumda sizi kimya formülleri ile daha fazla sıkmadan sodanın kimyasal desülfatör olarak kullanımının yani kristalize kurşun sülfatı çözmede gayet başarılı olduğunu söyleyebilirim. Ancak bu seferde istemediğimiz kurşun bikarbonat dahil birçok kimyasalı akünün içinde bırakmış akü plakalarını kimyasal olarak istemediğimiz şekilde eritmiş olacağız. Evet kısa süreli performans artışı sağlayabiliriz sonuçta aküye verdimiz zararın elde ettiğimiz yarar karşısında daha fazla alacağı aşikar.  

        Uygulanışı : Eğer akünüze karbonat ile işlem yapmaya karar verirseniz il önce akünüzü 14.4 V kadar tamamen şarj edin. Karbonat akü içerisine eklendiğinde plakalardaki kurşun sülfattan önce akü sıvısının içindeki sülfürik asitle tepkimeye gireceğinden akü sıvısını tamamen boşaltın. Mümkün olduğunca saf su durulayın. Ardından saf su ile yaptığınız karbonatlı suyu akü içerisine yavaş yavaş boşaltın ve en az 2- 4 saat karbonatın akü içerisinde çalışmasına izin verin. Sonra karbonatlı suyu tamamen boşaltın ve karbonatın tamamen akü içerisinden uzaklaştığından emin olana kadar  2-5  defa saf su ile durulayın. Ancak durulamayı istediğiniz kadar yapın yine de akü içerisinde bir miktar karbonat kalıntısı kalabilir. Bunun için son durulamanın ardından aküyü tamamen saf su ile doldurun ve şarj edin sonra 1 gün akü içerisinde sadece saf su olacak şekilde bekletin. Böylece azda olsa akü içerisinde kalan karbonatın akü plakalarında da kalan sülfatla tepkimeye girmesi için zaman tanınmış olur. Bir gün sonra akü içerisini saf su ile birkaç defa daha durulayın ve en son akü içesindeki saf suyu tamamen boşalmasını sağlayın. En son aşamada oto yedek parçacılardan temin edebileceğiniz 28 bome asitli suyu akü içerisine uygun seviyeye kadar doldurun. Akünüzün kapakları açıkken bir kaç defa şarj deşarj işlemine tabi tutun ve kapakları kapatıp normal kullanıma geçebilirsiniz.


MAGNEZYUM SÜLFAT  : (Yada İngiliz Tuzu,  Epsom Tuzu)

Şimdi Kimyasal Tepkime Şekline bakalım

b)     Magnezyum Sülfat  (Yada İngiliz, tuzu epsom tuzu): MgSO4

     İşin esası magnezyum sülfat, yok etmek isteğimiz kurşun sülfat PbSO4  ile tepkimeye girmez. Bu kimyasal esas olarak akü plakalarımızdaki kurşunla ve akü sıvısının içindeki sülfürik asitle tepkime gerçekleştirir. Tepkime sonucunda yine kurşun sülfat ve magnezyum sülfatlar ve tuzları açığa çıkarır. Bu tepkimeler sırasında gerçekleşen kopmalar ve dökülmelerle akü plakalarında kimyasal yolla olmasa da  fiziksel yolla kristalize kurşun sülfatın plakalardan ayrılması durumu gerçekleşir. Ancak oluşan bu kimyasalların durulamayla aküden tamamen uzaklaştırılması mümkün olmaz. Akü plakalarında geri dönüşü olmayan fiziksel hasarın elde ettiğimiz performans karşılığını iyi tartmak gerekir. 

Sonuç olarak 

        Kimyasal yöntemlerle yapılan desülfasyon işlemleri akü içerisine yabancı birçok tuz ve mineral bırakır. Bu tuzlar ne kadar durulanırsa durulansın aküden tamamen uzaklaştırılamaz ve uzaklaştırılamayan mineral ve tuzların zamanla akü plakalarına ve akü çözeltisine hangi şekilde etkileyeceği kestirilemez. Akü sıvısının değiştirilmesi ve takviye edilmesi mümkün olasa da uygulama esnasında akü plakalarında oluşan fiziksel tahribat ve kayıplar oluşacaktır. Bu kayıplara rağmen  aküde uygulamanın hemen sonrasında az da olma bir performans artışı olabilir. Bu işlemlerin sonrasında akümüz ölüm öncesi son bir iyilik hali gösterebilir.  Ancak bu kimyasalamız da kimyasal yöntem aküye geri dönüşü olmayan fiziksel hasar bırakacaktır.

Uygulanışı : Magnezyumsülfatın da  akümüze uygulama adımlarıkarbonat ile yaptığımız işlemlerin birebir aynısıdır

SELÜLOZİK TİNER  : 

   Tinerin aküde ne gibi bir kimyasal reaksiyona girdiği konusunu yaklaşık olarak bile tahmin etmek çok zor. Bunun nedeni piyasada selülozik tiner olarak satılan incelticilerin standart bir kimyasal formülünün olmayışıdır. Çünkü bu ürün birçok adet kimyasal maddenin belirli oranda karıştırılması ile elde edilir. Ürünü elde etmek için kullanılan kimyasal oranlarının her üretici firmada farklılık göstermesi hatta kullanılan kimyasal çeşitlerinin ve çeşit sayısının bile kullanım amacına göre farklı olması beklenebilen bir durum.  Selülozik tinerde yaygın olarak kullanılan bazı kimyasallar ve bunların yüz birimdeki yaklaşık karışım oranları aşağıda verilmiştir. 

% Ağırlık   Bileşen                Cas Sicil no

1 0%           Aseton                67-64-1

4%              İzobütanol          78-93-1

5%              Butil Glikol         11-76-2

5 6 %          Toluen                 26 108-88-3

2 0%            İzobutil Asetat    110-19-0

5%               îzopropil alkol     67-63-0 

    Görüldüğü aslında akümüze tiner koymakla sadece bir kimyasal kullanmış olmuyor altı (belki de daha fazla) kimyasalı aynı anda uygulamış oluyoruz. Selülozik tiner içerisindeki bu kimyasalların akümüzde kristalleşmiş halde bulunan kurşun sülfatla doğrudan tepkimeye girme şansı pek yok. Ancak bu kimyasalların pek çoğu akü sıvısının içerisindeki  sülfürik asitle tepkimeye girer. Bu tepkimelerin sonunda onlarca yeni bileşik oluşur. Oluşan yeni bileşiklerde kendi arasında, akü sıvısıyla ve akü plakalarımızla tepkimeye girer. Hangi bileşiğin ne şekilde, ne miktarda ve ne sırada akümüzün içinde meydana geleceğini anlamak biz amatörlerin teorik olarak saptaması imkansız. Buna karşın  akümüz için zararlı olabilecek pek çok kimyasalın akümüzün içinde yer edinebileceğini söylemek çok iddialı bir fikir olmayacaktır. 


TUZLU SU :

Tuzlu su mu? Biri tuzlu su mu dedi ? Aküye !!! İlginç! Tiner oluyorsa tuzlu su neden olmasın.


SONUÇ OLARAK :

        Kimyasal yöntemlerle yapılan desülfasyon işlemleri akü içerisine yabancı birçok tuz ve mineral bırakır. Bu tuzlar ne kadar durulanırsa durulansın aküden tamamen uzaklaştırılamaz. Gerek akü içerisine katılan kimyasalların uygulanma sırasında, gerekse uzaklaştırılamayan mineral ve tuzların zamanla akü plakalarını ve akü çözeltisini hangi şekilde etkileyeceği kestirilemez. Akü sıvısının değiştirilmesi ve takviye edilmesi mümkün olsa da uygulama esnasında akü plakalarında fiziksel tahribat ve kayıplar oluşacaktır. Bu kayıplara rağmen  aküde uygulamanın  sonrasında  bir performans artışı olduğunu sıkça gözlemleyebiliyoruz. Böylesi bir sonuç dahi kimyasal yöntemlerin aküye geri dönüşü olmayan fiziksel hasar bırakmadığı ve hiçbir zaman kimyasal işlemlerin yanma patlama gibi riskler barındırmadığı anlamına gelmez. 

       Ancak sunu belirtmeliyiz ki kimyasal desülfasyon işlemi  akümüzün fiziki bütünlüğü ve kimyasını alt üst etse de elektronik desülfasyon işlemlerinden çok daha etkili. Deneysel Nadir olarak Kimyasal yöntemleri Elektronik Desülfasyon ve Elektrikli-Fiziksel Desülfasyon işlemlerinin işe yaramadığı durumlarda son çare olarak artık komaya girmiş, umudu kalmamış, hayat belirtisi göstermeyen, gözden çıkardığınız aküler üzerinde uygulayarak akümüzün son nefesini vermeden önce  ölüm öncesi iyilik hali gösterebilmesi umuduyla deneyebilirsiniz.  Kimyasal yöntemlerin sadece birisini bir akü için kullanın. Yani bir aküye karbonat uyguladıysanız ve bu yöntem işe yaramadıysa o akünüze başka bir kimyasalla mesela tinerle müdahalede bulunmayın. İlk yöntem işe yararsa yarar, yaramaz ise akünüzü elden çıkarın, Çünkü aynı aküye birden farklı çeşitte kimyasal uygulamak tehlike ve kaza riskini katlar. 

      Şunu da belirmeden geçmeyelim. Saydıklarımızın arasında en iyi kimyasal hangisi diye bir soru aklınıza gelirse hiç düşünmeyin çünkü akünüz için üçü de birbirinden kötü. Elinizin altında hangisi varsa onu uygulayın. Bizim tercihimiz genelde karbonat oluyor.


         Ayrıca sitemizde yer alan diğer desülfasyon yöntemlerini konu alan başlıkları mutlaka incelemenizi öneririz. Elektronik Yöntemler arasında yer alan sinyal jenaratörüyle yapılan desülfatör cihazı ile   Fiziksel-Elektriksel Yöntemli desülfasyon işlemi ilk olarak Deneysel Nadirce geliştirilmiş ve yayınlanmıştır.

      Fiziksel -Elektriksel Yöntemlerle Yapılan Desülfasyon Yöntemleri İçin  > Tıklayın <

      Elektronik Yöntemlerle Yapılan Desülfasyon Yöntemleri İçin  > Tıklayın <

1 yorum:

  1. Bu Harika ve paha biçilemez bilgilendirmeleriniz için çok teşekkürler

    YanıtlaSil