ELEKTRONİK DESÜLFATÖRLER

 

           Akülerde ve bataryalarda sülfatlaşma önleyici ve giderici  konuları üzerine kafa yoran, araştıran, ellerindeki ömrünü tamamlamış olan aküleri bir süre daha kullanmaya çalışan insanlar başta  youtube olmak üzere bir çok sitede derlenmiş elektronik desülfatör denemelerini ve bunlara ait basitten karmaşığa doğru birçok devreye mutlaka rastlamıştır. Bunun dışında desülfatör olarak piyasada bulunan çeşitli fiyatlarda pulse/darbe desülfatör cihazlarının iddialarıda pek dikkat çekicidir.

       
     Piyasadan temin edilebilecek desülfatör cihazların yanı sıra  elde yapılabilecek desülfatör devrelerini ufak bir aramayla onlarca çeşidini bulabilirsiniz. El Yapımı devreler o kadar çeşitli ki eli havya ve lehim teli tutan herkesin yapabileceği kadar basit olanlarından tutun deneyim  gerektirenleri de bulunmakta. Burada en basiti ile biraz daha yaygın olarak kullanılan iki devreyi tanıtacağız. 

       Bu başlık altında mevcut desülfatör cihazlarının yanı sıra sizlere tamamen farklı alanda kullanılan basit sinyal jeneratörlerinin  desülfataör olarak kullanma imkanını da  anlatacağız. Böylesi bir ortamda 

      Bu cihazlar gerçekten işe yarıyor mu ? Sorusunu en başında soracağız ve sizler, burada anlatılanlar sayesinde bu sorunun cevabını  verebileceksiniz. Tabi öncelikle kurşun asit akülerin çalışma prensibinin de kavranması gerek.  

           Akülerin iç fiziki yapısını kabaca bildiğinizi farz ediyoruz. Onun için daha çok kimyasal olarak çalışma prensibi üzerinde duracağız. Aküler elektriği kimyasal reaksiyon yoluyla üretir. 

       Bu reaksiyonun özünde odunun alev alev yanması olayından hiç bir farkı yoktur. Bir odun parçasına ısı enerjisi verildiğinde odun içerisindeki karbon atomları havadaki serbest oksijen atomları ile kimyasal reaksiyona girer sonucunda karbondioksit oluşur ve ısı ve ışık enerjisi açığa çıkar. Akülerde ise akü bir yüke bağlandığında veya kısa devreye maruz kaldığında akü çözeltisi içinde bulunan sülfürik asit akü plakalarındaki kurşun atomları ile reaksiyona girer kurşun sülfat oluşur ve elektrik enerjisi açığa çıkar. Teknik olarak odunu hava ile yakıp ısı enerjisi elde etmek ile kurşunu sülfürik asitle deyim yerindeyse yakıp elektrik enerjisi elde etmek arasında fark yoktur. Tek fark odunu yaktığımızda hiçbir şekilde suni yollarla tekrar odun elde edemiyoruz. Ancak bu dönüşüm ağaçlar yoluyla doğada mümkün. Ağaçlar yanan odundan çıkan karbondioksiti güneş enerjisi yoluyla tekrar en baştaki gibi oduna ve serbest oksijene çevirebiliyor. İşte bizde tıpkı ağaçların yaptığı gibi  aküde  asitle yaktığımız kurşun sonucunda açığa çıkan kurşun sülfatı tekrar elektrik enerjisi vererek yine en baştaki gibi kurşun ve sülfürik aside çevirebiliyoruz. Benzeri işlem için ağaçlar ışık kullanıyor biz ise yine elektrik enerjisi kullanıyoruz.   

          Buradan kısaca anlamamız gereken akülerde sülfatlaşma her deşarj işlemi esnasında beklendiği gibi olur. Zaten akünün çalışması için gerekli bir oluşumdur. Kurşun sülfat oluşmaz ise akü enerji vermez. Yalnızca oluşan bu sülfat deşarjla ilk oluştuğu anda tıpkı bir macun veya bal gibi zor akışan yani amorf bir yapıda bulunur. Bu  macunsu kurşun sülfat akünün hemen şarj edilmesi durumunda yine beklendiği gibi  çözülür tekrar kurşun ve sülfürik aside dönüşür. Ayrışma sonucunda kurşun plakalarda kalır, sülfürik asit ise akü sıvısının içinde döner ve  akü şarj durumuna geçmiş olur.  Ancak bu döngü akünün deşarj işlemine maruz kaldıktan hemen sonra tekrar şarj edilmesi durumunda geçerlidir ki yine de oluşan kurşun sülfatın yüzde yüzünün  eski durumuna gelmesi de mümkün olmayabilir. Ayrışmayan bu kısım kısa süreler için gözardı edilebilir

       Şayet akü deşarj olduktan sonra hemen şarj edilmez ise bal gibi koyu akışkan olan yani amorf yapıdaki kurşun sülfat tıpkı yıllarca bekleyen balın veya reçelin kristalleşmesi gibi kristalleşir. Koyu akışkan özelliğini kaybeder kristalli katı bir hale dönüşür. İşte bu  kristal yapıdaki reçeli nasıl yemiyor çöpe atıyorsak kristalleşmiş kurşun sülfatı da standart şarj işlemiyle tekrar kurşun ve sülfürik aside ayrıştıramıyoruz. Dolayısıyla aküyü tekrar şarj edemiyor ve elektrik alamıyoruz.

1. Soldaki Görsel: Akünün Bir Yüke Bağlandığında Deşarjı Anında Oluşan Amorf  Yapıdaki Kurşun Sülfat Tabakası 2. Sağdaki Görsel: Akü Deşarj Olduktan Sonra Hemen Şarj Edilmeyip Bekleyen  Aküdeki Kurşun Sülfatın Kristalize Hali


     İşte bizim yok etmek istediğimiz sülfat diye tabir edilen bu yapı kristalleşmiş kurşun sülfat oluşumudur.  12 V luk bir aküde elektronik desülfatörler kristalleşmiş kurşun sülfat tabakası üzerine aküden aldıkları voltajı yükselterek saniyede 1000 kez anlık 50 -60 V luk darbe göndererek bu kurşun sülfatları tekrar çözdüklerini iddia etmektedir.  

     Gerek desülfatör cihazlarının üreticileri gerek devrelerin tasarlayıcılarının iddiasına göre bu cihazlar öncelikle kurşun sülfatın kristalleşmesini önler eğer kristalleşmiş kurşun sülfat varsa bunu giderir. Ancak üretici firmaların dışında  bu desulfatorlerin işe yaradığını gösteren hiçbir tarafsız bilimsel yayın yoktur. Tabi aynı zamanda işe yaramadığını  gösteren tarafsız bilimsel yayının da olmadığını belirtmek isteriz. O yüzden cevabı herkes kendisi bulacak.


         Şimdi cihazları tanıtmaya geçebiliriz


     

 A) Şarj Esnasında Desülfasyon Yapan Cihazlar:

      Tüm elektronik desülfatörlerin temel mantığı aküleri darbeli akım ile yüksek voltaj ve yüksek akımda şarj edebilme imkanı sağlamasıdır. Yani 50 Ah 12 V luk bir aküyü 100 Volt 10 Amperlik bir akımda şarj edip kristalleşen kurşun sülfat tabakalarını ayrıştırmak mantığı ile çalışır. Ancak 12 V 50 Ah lık bir aküye böylesi yüksek akım ve voltajda doğrudan kesintisiz olarak şarj ettiğinizde akü voltajı saniyeler  içinde 14.4 voltun çok çok üstüne çıkar, yüksek akımdan dolayı akü sıvısı kaynama diye tabir edilen ayrışmaya patlayıcı gazlar çıkarmaya , akü plakalarını parçalamaya, akünün fiziksel bütünlüğünü bozmaya başlayacaktır. Doğal olarak akünün bir bomba gibi patlamasına veya en iyi ihtimalle  asitli akü sıvısının etrafa saçılması sonucunda akünün bir daha kullanılması bi tarafa dursun, can güvenliğini ciddi ölçüde tehlikeye sokacaktır.

        İşte desulfatör cihazları yüksek voltaj ve akımı  kısa aralıklarla vererek yüksek voltaj ve akımı zamana yayıp akü voltajını 14.4 voltun altında kalmasını sağlar, yüksek voltaj ve akımdan doğabilecek olumsuzlukların meydana gelmesini önler. Bir örnekle açıklamak gerekirse 1 Hz de çalışan bir desülfatör cihazımız var sayalım. Cihazımız her saniye 1 kez akım verecektir. Sonuçta o saniye içinde akımın başladığı ve bittiği bir nokta olması gerekir. Akım genliğini % 50 varsayarsak akümüzden yarım saniye akım geçecek yarım saniye boyunca akım kesilecektir. Bu sekilde cihaz aküde 1 dakika takılı kaldığında aslında toplamda aküye 30 saniye boyunca akım göndermiş olacak ancak bu 30 saniye kesintisiz olmayacak ve akım bir dakikanın içerisine yayılmış olacaktır. Yayılım sayesinde akünün voltajının hızla yükselmesi önlenecektir. Bu durumda %50 sinyal genliğinde cihazımız ister 1 Hz de ister 1000 Hz de çalışsın  her 1 dakika için 30 saniye boyunca aküye akım gönderecektir. Anlaşılacağı gibi akünün şarj olma süresini ile cihazın aküdeki sülfatları çözme kapasitesini belirleyen sinyalin genliğidir. 

        Kısaca aküdeki sülfatlaşmayı önleyen veya gideren genel bilinenin aksine darbeler değildir. Sülfatı çözen darbelerle zamana yayılmış, yüksek akım ve şarj voltajdır. Darbeler bu yüksek akım ve voltajı zamana yayar akü voltajının hızla yükselmesini engeller. Buradan bir elektronik desülfatörün 100 Hz ile 1000 Hz arasında olmasının yeterli olduğunu söyleyebiliriz. 10000 Hz lik bir desülfatör cihazının sülfat tabakalarını daha iyi çözdüğünü düşünüp daha fazla para vermenin  kayda değer bir anlamı yoktur. 

1-   Kondansatörlü Desülfatör:

            El yapımı devrelerden en basiti; bir kutupsuz kapasitör ile yapılanı ve en tehlikelisidir. Yandaki resimde devre semasından anlayacağınız gibi 220 V AC şebeke akımı önce kapasitöre giriyor kapasitörün yüksek iç direnci ile akım  düşüyor ( voltaj değil voltaj yine 220 V) ve akım kullanılan kapasitörün özelliğine göre 100 mA ile 10 A arasında olabiliyor. Bu devrenin iki ucuna iki elinizle değerseniz kesinlikle elektrik çarpar. Ancak kapasitörden geçen akım her ne kadar 220 V olsa da akünün iç direnci gelen akımın karşılanmasına yettiğinden devre aküye bağlıyken 12 V civarı gibi akü voltajı seviyesinde oluyor. Sonra voltaj akü şarj oldukça ve akünün iç direnci gönderilen akımı emmeye yetmediğinde 12, 13, 14, 20 ve hatta 220 V lara kadar çıkabilir ki buda her an patlama ve elektrik çarpması kazası olabileceği anlamına gelmektedir. Bu devre aküye bağlandıktan sonra her saniye göz önünde bir avometre ile akü voltajı gözlenmeli ve 14.4 V seviyesinde akü derhal devreden ayrılmalıdır. Yani akünün başında beklemelisiniz.  Bu devre 50 Hz şebeke elektriğinin doğrultulması ile 100 Hz  darbeli 0 ile 320 V arası tek yön dalgalı  akım uygulamaktadır. Sanırım mevcut yöntemlerin arasında en ucuz,  en kolay aynı zamanda en tehlikeli ve en etkisizi olduğunu kabullenmek gerek.

2- Sinyal Jenaratörü : 

      Sinyal jeneratörü genellikle alıcıların testinde, amplifikatörlerin testinde ve bu cihazların onarımında kullanılır. Sinyal kaynağı olarak kullanılır. Dalga dedektörü, radyo frekans köprüleri gibi yerlerde kullanılır. Sinyal Jenaratörünü desülfatör şarj cihazı olarak kullanmak tamamen deneysel-nadir sitemizin deneyimleri ve bilgi birikimi ile elde edilmiş bir yöntemdir.

              Sinyal jeneratörlerinden yandaki resimde görüneni yerli ve yabancı alışveriş sitelerinden temin edilebilir. Bu cihazları 3- 30 V aralığında çalıştırabilir ve sinyal çıkışlarından cihazı çalıştırmak için verdiğiniz voltajda  Max 8 Ampere kadar sinyal akımı alabilirsiniz. 8 Amperlik bir sinyal alma kapasitesi ekstra bir transistör devresiyle yüksek akımda çalışma özelliği kazandırmanıza gerek kalmadan cihazı 100 Ah lık bir aküde bile doğrudan güvenle kullanabileceğiniz anlamına gelmektedir. Örneğin cihazın artı ve eksi girişine  15 Volt 5 amperlik güç kaynağını  bağladınız. Sinyal frekansına 0001 yani 1 Hz girdiniz ve sinyal genişliğini %50 olarak belirlediniz. Cihaz bu durumda her yarım saniye boyunca sinyal çıkışına bağladığınız yüke 15 V 5 A akım verecek diğer yarım saniye boyunca hiç bir akım vermeyecektir. Başka bir örnekle Sinyal frekansını değiştirmeden 0001 Hz olarak bırakıp genliğini % 25 olarak değiştirirsek  bu sefer cihazın sinyal çıkışlarına bağlanan yüke her saniyenin % 25 inde yanı çeyreğinde 15V 5A akım verecek geri kalan %75 yani üç çeyreklik zamanda hiçbir akım vermeyecektir. Yine başka bir örnekle Frekansı 100 Hz Sinyal genişliği %25 olarak ayarlarsak cihaz her saniyeyi 100 bölecek ve o bölümlerin %25 inde akım verecek % 75 inde hiç akım vermeyecektir. Böylece bir saniye içinde 100 darbe uygulayacak ve toplamda 1 saniyenin %25 inde şarj yapacaktır.

        Bu cihazın bir avantajıda 12 V dan daha düşük 4- 6 -8 V akülerde de doğrudan kullanılabilir olması. Ancak  cihazın  doğrudan çalışma gerilimi max 30 V olduğundan en fazla 12 V luk aküler için 25 -30 V luk gerilimlerde kullanılabilir. Ancak voltaj yükseldikçe desülfasyon işleminin daha verimli olacağı düşünüldüğünde cihazın  EKSİ sinyal çıkışına yandaki resimde görüldüğü gibi  BDX34C transistör devresi bağlayarak 100 V a kadar  gerilim uygulayıp cihazı daha geniş kapsamlı kullanabilirsiniz.

          Şimdi cihazla yapılan deneyimlerimizden örnek verecek olursak. Cihaz girişlerine 25 V 2 A lik bir güç kaynağı bağladık. Cihaz açıldı ve frekansını 200 Hz sinyal genişliğini %50 olarak ayarladık. Normal şekilde yeni şarj edilmiş 12 V 50 Ah akümüze cihazın sinyal çıkışlarından  artı kutbu akünün artı kutbuna sinyal çıkışının eksi kutbunu akünün eksi kutbuna doğrudan bağladık. Bu şekilde çalışmayla akümüzün voltajı 1 saat içinde 14.6 V seviyesine kadar çıktı. Bu durumda 14.4 V sınırı kısa sürede geçtiğimizden cihazı aküden ayırdık. Bir iki saat sonra 25 V 2 A lik  aynı güç kaynağına cihaz frekansı 200 Hz sinyal genişliğini ise %10 olarak ayarlayıp tekrar aküye bağladık. Bu şekilde akümüz 13.8 - 14.1 V aralığında saatlerce kaldı. işte bizim istediğimiz durumda tam olarak buydu. Aküyü 25 V 2A lık bir akımla şarj ediyor ancak voltajı saatler ve günler sonra bile 14.4 V un üzerine çıkmıyordu. Yalnız burada dikkat edilmesi gereken husus sinyal genişliğini %10 olarak belirlediğimizden cihazın aküye bağlı kaldiği sürenin %10 kısmı kadar şarj ettiği ve sülfatı ayrıştırdığı bilinmelidir. Yani cihaz bu ayarda 10 saat takılı kalsa akünün sülfat tabakasını ayrıştırmak için 1 saat  etkili olduğu hesaba katılmalıdır. Bu durum nedeniyle kayda değer bir iyileştirme sağlamak için cihazın aküde günlerce bağlı kalması gerekmektedir. Başta söylediğimiz gibi sülfatları çözen darbe sayısı değil , akü şarj voltajını  max sınırın üzerine çıkarmadan yükek voltaj ve akımdır. Darbeler yüksek voltaj ve akımı zamana yaymak için gereklidir.

        Cihazı kullanırken dikkat edilmesi gereken en önemli husus genlik arttıkça akünün 14.4 V luk max şaj voltajına ulaşması çok daha kısa sürer bu durumda sülfat tabakasını istediğimiz gibi çözemeyiz Genlik çok fazla düşük olursa da cihazın akım gönderme zamanı düşecek sülfatları çözme oranı azalacaktır. Sinyalin genliğini cihaz aküye ister 1 gün ister 1 ay takılı dursun akü voltajını  14.4 Volta en yakın 13.5-14 V arasında tutacak ve hiç bir zaman 14.4 V üzerine çıkmayacak şekilde  ayarlamak en uygun çözüm olacaktır.   

      Cihazımızın ayarlanabilir özelliği sayesinde frekans ayarı değiştirilmeden sinyal genişliği % 50 veya daha  gibi seviyelere çıkarılarak tamamen boş bir akü hem desülfasyon edilebilir hem de şarj edebilirsiniz.  

         Sinyal jeneratörleri normalde çok pahalı cihazlardır. Ancak resimde görülen modeli 5- 6 USD llik  makul fiyatıyla gayet uygun ve işimizi rahatça görecektir.


 B ŞARJ YAPMAYAN DESULFATORLER


1)      Desülfator  Cihazı 

         Yerli ve aliexpres gibi yapancı sitelerden bu cihazları 40 TL ile 1000 TL arasında değişen uçuk bir fiyat farkıyla bulabilirsiniz. Pahalı olanların şarj etme özelliği bulanlarda var. Resimde görülen en düşük fiyatlı olan modeli.  Bu cihazlar aküye uygun şekilde bağlanır ve hem şarj hem de deşarj esnasında yani akünün ömrü boyunca takılı kalır.  Cihazlar 10000 Hz gibi bir frekansta aküden aldıkları 12V luk gerilimi 60-100 v a kadar yükseltir ve bir anlığına aküye geri verir. Akımı geri verme anı öyle küçüktür ki saniyenin yaklaşık yüzbinde biri kadardır.  O an ancak iyi bir osiloskopla görülebilir. Bu işlem her saniye onbin kez tekrarlanır.

       Biraz mantık çerçevesinde düşünüldüğünde, elektronik desülfatör cihazları güçlerini yine aküden aldıklarından, 10000 Hz in içindeki bir döngü esnasında desülfatör cihazının kendisi çekeceği enerji ile  akü içerisinde önce amorf yapıda bir kursun sülfat oluşturacaklar ve daha sonrasında gönderdiği şok akımı yine kendi oluşturduğu çözülmesi kolay olan amorf kurşun sülfatı çözecektir. Yani akü herhangi bir şarj aletine bağlı olmadan bunların aküde aylarca kalması kristalize sülfatı çözmeyeceği ihtimal dahilindedir. Bu cihazları akü  standby akımında bir şarj aleti takılıyken aküyle bağlantısını yapmak mantıklı ve daha doğru olacaktır. Yalnız bu durum öyle 8-10 saat gibi bir süre olmamalıdır. En az bir kaç ay aküde bağlı kalmasını  sağlamak belki bir miktar performans artışı sağlayacaktır. 

Desülfatör Cihazı Üreticilerince Oluşturulan Desülfator Cihazını Kullanılınca ve Kullanmayınca Akü Plakalarının Yıllar İçinde Sülfatlaşmasını Gösteren Görsel

    

 b)    NE555 Entegresi İle Yapılan Nabız Devresi

    İkinci olarak NE555 entegresini tanıtmak istiyoruz. Devre sahiplerinin tavsiyesine göre  devreyi kullanmak için önce akü şar edilir ve şarj dan çıkarıldıktan sonra doğrudan dolu aküye bağlanır. devre enerjisini aküden alır. ve saniyede yüzlerce kez( Yaklaşık 1000Hz.) aküden aldığı elektriğin voltajını 40 -60 V arasında yükselterek sadece bir anlığına aküye tekrar geri verir. Bir nevi darbeli akım verir. Bu devrenin aküden aldığı ve tekrar verdiği enerjinin farkı çok azdır. Ve dolayısıyla çok yavaş da olsa akünün deşarj olmasına neden olur. . Ancak  yine de bu deşarj süreci göz ardı edebilecek kadar küçüktür .
Bu nenle şart olmasada aküyü sürekli bekleme şarjında tutmak en iyisidir.  Aslında devreyi akü şarj olurken ve aküyü kullanırken ve şarj ederken çıkartmanıza gerek yoktur. Akünün ömrü boyunca akü üzerinde kalabilir.

       Aslında devre ve hazır satılan desülfatör cihazları da aynı prensiple çalışır ve aynı şekilde kullanılır. Elde edeceğiniz yarar bir yukarıda tanıttığımız cihazdan daha fazla veya az olmayacaktır.

       

      Ayrıca sitemizde yer alan diğer desülfasyon yöntemlerini konu alan başlıkları mutlaka incelemenizi öneririz. Bunlardan Fiziksel-Elektriksel Yöntem Deneysel Nadirce geliştirilmiştir.

      Kimyasal Yöntemlerle Yapılan Desülfasyon Yöntemleri İçin  > Tıklayın <

      Fiziksel -Elektriksel Yöntemlerle Yapılan Desülfasyon Yöntemleri İçin  > Tıklayın <

1 yorum:

  1. Selamlar. Yazınızı ilgi ve merakla okudum. Deneysel olarak tarif ettiğiniz şekilde bende sinyal jeneratörü ile desülfatör yapmak istiyorum. Şu kısmı anlayamadım. Sinyal jeneratörü çıkışından nasıl yüksek amper alabiliyoruz. Satılan aynı yada benzer devrelerin açıklamalarında hep miliamper olarak ifade edilmiş. Bu kısmı biraz daha açarmısınız. Teşekkürler.

    YanıtlaSil